-
1 ezbere konuşmak
говори́ть, не вдава́ясь в подро́бности -
2 ezbere konuşmak
to talk without knowing it -
3 ezbere
1) auswendigbir şeyi \ezbere bilmek etw auswendig können; ( fam) etw aus dem Effeff können\ezbere konuşmak unüberlegt reden -
4 ezbere
1) на па́мять, наизу́сть2) перен. как попуга́й (не вникая в суть, не зная)••- ezbere iş görmek
- ezbere konuşmak
- ezbere yapmak -
5 spout
n. içinden su akan ağız, oluk ağzı, ibrik ucu, fışkıran su, fışkırma, püskürme, balinanın su fışkırtma deliği————————v. fışkırtmak, püskürtmek, ezbere okumak, heyecanla okumak, yüksek sesle okumak, fışkırmak, püskürmek, tumturaklı konuşmak* * *1. fışkır 2. fışkır (v.) 3. fışkırma (n.)* * *1. verb1) (to throw out or be thrown out in a jet: Water spouted from the hole in the tank.) fışkır(t)mak2) (to talk or say (something) loudly and dramatically: He started to spout poetry, of all things!) nutuk çeker gibi konuşmak2. noun1) (the part of a kettle, teapot, jug, water-pipe etc through which the liquid it contains is poured out.) ağız, uç emzik2) (a jet or strong flow (of water etc).) fışkıran sıvı
См. также в других словарях:
ezbere konuşmak — bilmeden, aslını arayıp sormadan konuşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ezbere — zf. 1) Ezberleyerek, bir yerden okumayarak, bir yere bakmayarak Siz piyesi âdeta ezbere biliyorsunuz. P. Safa 2) mec. Aslını, gerçeğini anlamadan, bilmeden, düşünmeden, incelemeden Sen bunu ezbere söylüyorsun. Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller… … Çağatay Osmanlı Sözlük